Süregelen yasam tarzının verdiği buhranla yaşamaya devam
ederken karıştırdığım online gazeteler canımı bir haylı sıktı. Sanal alemde çok
fazla zaman harcayıp giderek androidleştiğimiz ama bunun gereklilik saydığımız
şu dönemde facebook dan uzak tweetr dan ırak hatta tv den ve ülke
gündeminden bir haber , toprak kokulu köyümde geçirdiğim tatilinin
ardından koşturmaca başlıyor... Yaşadığınız, yer aldığınız her olay hayat
puzzle nın tamamlayıcı bir parçası sanki eksikse eksiksiniz...
Her
yıl çekinmeden ziyaret eden istenmeyen misafirimiz grip banada
uğramış hastahane yolunu tutmak zorunda bırakmıştı Saatlerimi harcayıp
acaba
nasıl sıra beklemeden muayene olmanın uyanıklığının sökmemesi ve
cin olmadan adam çarpma çabalarımın işe yaramaması sonucu
aldığım sıcak çayı yudumlarken yaslı bir kadının sessizce akıttığı
gözyaşları çekti dıkkatimi Belliki onuruna dokunmuştu birşeyler belliki
kanatmıştı yüreğini .. Haketmemişti yaşadıklarını ...
Merhaba
dedim usulca iyi misin teyzem? Cebinden çıkardığı eski mendiliyle
sildi gözlerini toprak kokuyordu can kokuyordu koca çınar ...Doktora
gelmişti Ankara’dan oğlu buradaydı durumunu anlatmıştı ...Mutluydu
huzurluydu Görecek günlerinin olduğunu öğrendiğine...Taki oğlu aynı gün biletini
alıp dönmesini isteyene kadar...Çok gücüne gitmişti .Bu yüzdendi
akıttığı gözyaşları.Cümlesini tamamlamaya bile gerek görmedi yaşlı
kadın... Osmanlı kadınıydı eski topraktı güçlüydü ardına bile bakmadı
giderken ...
Uzun uzun yorumlamak istemedim nedense . Nedense doğrunun tek olduğuna inanmak
gelmedi içimden bu sefer... Yetiştirmeye ailenin önemine olan inancım sarsıldı
Tek mesele mayadaydı... İnsan hamurundaki şeref mayasında...
MEHMET CAHİT SUNAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder